yetki vermek

bir hesaptan para yatırıp çekmesi için birine yetki vermek

to empower someone to operate on an account Fiil

bir muamelenin yapılması için yetki vermek

to authorize Fiil

birine bir şey yapması için yetki vermek

to capacitate someone for sth Fiil

birine sınırsız yetki vermek

to make someone sovereign Fiil

birine sözleşme imzalaması için yetki vermek

to authorize someone to sign a contract Fiil

birine tam yetki vermek

to invest someone with full powers Fiil

birine tam yetki vermek

to give full scope to sb Fiil

birine tam yetki vermek

to furnish someone with full power Fiil

birine yetki vermek

to gird someone with authority Fiil

birine yetki vermek

to put someone in charge Fiil

birine yetki vermek

to invest with authority Fiil

birine yetki vermek

to confer authority on sb Fiil

birine yetki vermek

to delegate authority to sb Fiil

birine yetki vermek

to confer authority upon Fiil

birine yetki vermek

to furnish someone with full powers Fiil

birinin eline yetki vermek

to lodge power in sb's hands Fiil

idari yetki vermek

to lodge administrative powers Fiil

'ne yetki vermek

to give authority Fiil

resmi yetki vermek

to accredidate Fiil

tam yetki vermek

to allow someone a free hand Fiil

tam yetki vermek

to give someone a free hand Fiil

vekile yetki vermek

to depute Fiil

yatırımları yönetmede hükümete daha büyük yetki vermek

to give the government a greater say in steering investment Fiil

danışma görüşü verme yetkisi

advisory jurisdiction İsim, Uluslararası Hukuk

karar verme yetkisi

jurisdiction to adjudicate İsim, Uluslararası Hukuk